Dün akşam Bronx Pi Sahnede gerçekleşen No Land konserindeydik. Soğuk havaya rağmen katılım oldukça iyiydi. No
Land’i ilk defa Sofar sayesinde dinleme fırsatı buldum. No Land, Türk, Kürt,
İranlı ve Azeri müzisyenlerin birlikte oluşturdukları bir müzik grubu. Grup
üyeleri müzik dışında da bir arada vakit geçiren sıkı dostlardan oluşuyor.
Grubun ismi No Land ise grup üyelerinin çoğu gurbette olduğu
için bize her yer gurbet gibi bir anlam taşıması için koyulmuş bir isim. Grupta
vokal ve kemanda Kamil Hajiyev var. Ve o güzel şarkıların sözleri ise senarist
Vugar Hasani’nin kaleminden çıkıyor. Grup ile ilgili yaptığım kısa araştırma
sonrası Vugar ile karısının tanışma hikayesi oldukça ilgimi çekti.
Okuduğum yazıyı komple buraya alıyorum;
Vugar ve eşi Afak’ın aşkı birbirlerinin yazılarını
tanımalarıyla başlıyor. Sosyal medyadan uzaklaşıp mektuplaşmaya
başlıyorlar. “Sevgili Vugar...”“Sevgili Afak...”la başlayan eski usul
mektuplaşmaların ardından tanışma kararı alıyorlar.
İki genç,
yüz yüze görüşmeden, okuduğu satırların sahibinin kim olduğunu bile bilmeden
mektuplaşmaya başlamışlar. Otuz üç mektup sonra buluşma kararı alınmış. Buluşma
mekanı olarak bir metro istasyonunu seçilmiş. İstasyonda metroyu beklerken
yapılacak beş dakikalık sohbetin ardından ayrı vagonlara binmeyi ve eğer bir
sonraki istasyonda inen olmazsa birbirlerini kırmadan bu ilişkiyi
nihayetlendirmeyi kararlaştırmışlar. İkisi de bir sonraki istasyonda inmiş ve
bundan sonra bindikleri her metroda hep aynı vagonlarda seyahat etmişler.
Böylece Bakü’de bir metro istasyonu, çağın getirdiği temponun içinde koşturan
insanlar arasında Vugar ve Afak’ın aşkının zarafetine tanıklık etmiş.
No Land dinlerken , kendinizi sorular sorarken buluyorsunuz. “ yahu kimsiniz siz? Nasıl tanıştınız? Bu uyum,
bu tınılar, bu sözler nerden? Kim yazdı ? O nefeslilerin tellilerle uyumu
nedir? gibi…
Daha çok tanınsınlar, daha çok dinlensinler…
Müziğin etnik kimliği yoktur, alın bu da örneğidir.
Grubun sosyal medya hesapları için;
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder