7 Ağustos 2014 Perşembe

Düzen


Küçükken, evde dört kişi yaşadığımız zamanlar da, ki bu aklımın erdiği senelerden itibaren saymaya başlarsak bir elin parmak senesini geçmez- mutluydum.
Fakirdik, her şey sayılıydı, bolluk yoktu ama mutluyduk.
Az olan şeylerin verdiği hazzı alıyorduk, çocuksu bir tebessümle ifade ederek.
Düzen vardı… belki sonrasında beni allak bullak eden o düzeni bir daha yakalayamayışımdı. 
Evdeki her şeyin kullandıktan sonra aynı yere kaldırılacak bir yeri, evin anne tarafından yapılan dizaynı ve eşyaların yerini benimseyişi.  O masa oradan başka yerde işlevselliğini yitirecekmiş hissine kapılmamıza sebep olan kanıksayışlarımız. Çorapların katlanış şekillerinden bile kime ait olduğunu anlayışımız. ..
Mutluyduk biz. Biz bir aileydik.
Sonra ne olduysa en büyük olan ilk ayrıldı evden. Uzun bir sessizlik oldu evde, karanlıklaştı ev.
Sonrasının bir önemi olmadı hiçbirimizin hayatında.  
Yıllar sonra kendi düzenimi kurmaya çalıştığımda hatırladım bunları… Sahi nasıl düzen kuruluyordu. Bir tırnak makasının yeri nasıl belirleniyordu ve herkes eliyle koymuş gibi bulabiliyordu.
Öğreniyordu insan… her şeyi… 
16.8.13

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder